Günlerdir açıklanacak bir paket söylemleriyle 30 Eylül’ü bekledik ve Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından paket açıklanırken adeta Türkiye’de hayat durdu. Herkes televizyonları başında açıklamalara kilitlendi. Fakat paket açıklanınca çok önemli bir bölümünün beklentileri karşılamaktan çok uzak olduğu, uzak olduğu kadar Pkk’nın taleplerini karşılamaya yönelik olduğu herkesin ortak görüşüdür. Paket açıklandıktan sonra tepkiler çığ gibi büyüdü ve protesto yürüyüşleri, basın açıklamaları şeklinde tepkiler dile getirildi ve hala devam ediliyor. Gerek siyasi partiler, gerekse sivil toplum kuruluşları açıklamalarıyla bu paketin sadece Pkk’nın isteklerini karşılamaktan başka bir şey ifade etmediği belirtilmektedir. Tepkilerin en önemlisi ise ilkokullarda çocuklarımızın okuduğu ANDIMIZ’ın kaldırılmasınaydı.
Hükümet cephesinden de
karşı cevaplar gecikmedi, gecikmedi ama özellikle Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı ve Akp Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in açıklamaları da
sanki provoke eder cinstendi. Adeta Türklük ve andımızla alay ediyor.
Bakan Hayati Yazıcı bir konuşmasında,
öğrenci andında ırkçılığı öne çıkaran kelimelerin olduğunu söyleyerek “andımızı
çok anlamsız buluyorum, kim getirmiş bu andımız denen metni çok ilginç. Doktor
Arif denen bir zat 1930 lu yıllarda Eğitim bakanlığı yapmış, o tasarlamış,
kaleme almış. Bu andın içinde yanlış sözcükler var. Irkçılığı öne çıkartan
sözcükler var diyecek kadar andımızı aşağılamaktadır. Andımız da ırkçılığı
çağrıştıracak ırkçı kelimeler nelerdir. Andımızda Türklükten başka ne var,
yoksa sadece Türklüğü ön plana çıkarıp, Kürtü,lazı,çerkezi ve diğer etnik
guruplara hakaretmi ediliyor. Çok yazık meclise milletin oyu ile seçilerek
gelmiş milletin vekilliğini yapıyorsunuz ama hala dürüst olmaktan uzak, sizi
seçenlere bile gözlerine baka baka yalan söylüyor, beklide mecburen yaptığınız
hataları savunmak durumunda kalıyorsunuz.
Peki, adama sormazlar mı senin baban okula
giderken bu andımızı okumadı mı, sen okula giderken bu andımızı okumadın mı,
çocukların, torunların bu andımızı okumadı. Hepimiz yaklaşık 80 yıldır okuduk,
Türk kelimesi ve andımız kimseyi 80 yıldır rahatsız etmedi de neden sizin
döneminizde hem de iktidara geldikten 11 yıl sonra ırkçı söylemler taşıdığını
ifade ettiğiniz andımızı kaldırmak istediniz? İmralı ve kandil müzakereleri ve
pazarlıklarından sonra kaldırılması sizce tesadüf mü? 80 yıldır ırkçı söylemler
taşımayan sadece içinde Türk kelimesi geçtiği için ırkçı olarak kabul ettiğiniz
andımızdaki Türk kelimesi aslında sizlerinde çok iyi bildiği gibi sadece
Türkiye Cumhuriyeti’ni sembolize eden bir kelime olduğu, sizin ifade ettiğiniz
gibi ırkçı değil, her etnik kesimden
bütün vatandaşlarımızı kucakladığı, mensubiyet şuuru veren bir yemindir andımız.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez ve diğer vatandaşlarımızı kendi kökenlerini reddetmeden
Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında bir arada birbirine sıkı sıkı bağlı nesiller
olarak yıllardır hep beraber okumuşuzdur. Asla bölücü ırkçı değil,
birleştiriciliği sembolize eder. Çocuklarımıza Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olduğumuzu anlatır. Kurtuluş savaşında hepimiz Türk adıyla Türk
bayrağı altında savaşıp ülkemizi düşmanlardan kurtarmadıkmı? Sadece
Bdp,İmralı,kandil’e verilen sözleri karşılamak için kaldırdığınız andımızı yok
ırkçıydı, yok yanlış şeyler var diyerek karalamayın. Bu yaptığınızdan bir gün
gelip utanç duyacaksınız. Eminim bunu hesabını kendi çocuklarınıza bile
veremiyorsunuzdur.
Akp
Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise farklı bir yaklaşım göstererek, adeta
milletle alay edercesine andımızın kaldırılmasını savunmuştur. Bir Türk çocuğu
her sabah yemin etmek zorundamı? Türk’üm demezse Türklüğe zarar gelirmi? Her
sabah çocukları sıraya geçirip yemin ettirmenin ne manası var? Türküm denmezse
Türk olunmuyormu? gibi saçma sapan bir bakış açısıyla cevaplamış ve gaflarına
yeni gaf ekleyerek “ her gün ben
müslümanım denmezse Müslüman olunmuyormu?” şeklinde hiç alakasız bir benzetme
ve örnekle açıklama yaparak tepki
çekmiştir. Peki sayın Çelik, okula yeni başlamış 6 yaşından itibaren her gün
Türküm, doğruyum,çalışkanım
diye güne başlaması ve
bunu söylemesinin sizce sakıncası ne olabilir. Andımızı her kesimden
çocuklarımız büyük bir coşkuyla okuyorlar. Bu ne aileleri nede çocukları
rahatsız ediyor farklı hesapları olan Türk adını duyunca rahatsız olan malum
odaklar rahatsız ediyor. Sabahları okul
bahçesinde toplanıp andımızı okuyabilmek için heyecanla bekleyen masum
çocuklarımız sizlere sorduğunda neden artık andımızı söylemiyoruz, neden
kaldırdınız, biz severek her sabah söylüyorduk dediklerinde uyduracak başka
yalanlar bulabilecekmisiniz, cevap verebilecekmisiniz. Birde vediğiniz örnek
olan “her gün müslümanım denmezse Müslüman olunmuyormu?” şeklindeki
açıklamalarınızı eminim bilinçli yapmadınız, yahu arkadaş her gün 5 vakit namaz
kılarken Allaha, peygambere dua edip, Müslüman olarak islama bağlılığımızı dile
getirmiyormuyuz. Hiç bunu düşünmedinizmi? Sizin mantığınıza göre hergün ibadete
de gerek yok. 5 vakit ezana, namaza da gerek yok, nasıl olsa müslümanız derseniz
hiç şaşmayacağız artık. Bu andımızın
kaldırılmasını savunmak adına abuk subuk söylemlerde bulunduğunuzu eminim
sonradan sizde fark ediyorsunuz, konuştukça çuvallıyorsunuz.
Bu açıklanan Demokratikleşme
paketinde mevcut seçim sistemine alternatifler
aranarak, seçim barajının yüzde on da kalabileceğini, yüzde beş’e inebileceğini
yada tamamen kaldırılabileceğini bu durumda da daraltılmış bölge seçim
sisteminin uygulanabileceğini söylerken bile tamamen bir aldatmacayla kendi çıkarlarına hizmet edecek, diğer partileri çok
daha az Milet vekili çıkarabilecek sistemi getirip, hem barajı kaldırdım
diyecek, hem de daha çok Milletvekili çıkararak büyük kazanç sağlayacak, bu
şekilde seçmene mavi boncuk dağıtılacak. Hep hesap, hep sadece kendi çıkarlarını
ön plana çıkaracak sistem hileleri bunlar.
Siyasi
parti hakları ile ilgili paketteki düzenlemeler ise, “Siyasi partilere devlet
yardımı” konusunda değişiklik yapıp, siyasi partilerin seçim yardımı alabilmesi
için gerekli olan yüzde 7 mevcut oy oranını yüzde 3 e çekip, yeniden
düzenleneceği şeklinde açıklandı. Mevcut siyasi partilerin son 12 yılda aldıkları
oy oranları incelendiğinde yüzde
7 ve üzerinde oy alan 3
parti var. Akp, Chp, Mhp. Bdp ise
yaklaşık yüzde 5 civarında oy oranına sahip. Diğer partilerin oy oranlarına
bakıldığında yüzde 1’i, hadi diyelim Yüzde 2’yi geçecek parti olmadığına göre
bu düzenleme sadece ve sadece İmralı,kandil sürecini birlikte yürüttükleri
Bdp’nin seçimlerde devlet yardımı almasını amaçlayan. Sadece Bdp için yapılan
düzenleme olduğu apaçık ortadadır. Partilerin aldıkları oy oranlarına
bakıldığında her şey daha açık seçik bir şekilde ortada olduğu aşikardır.
Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda
yapılmasının serbest bırakılması ise
tamamen Bdp için düzenlenecek başka bir konu başlığıdır. Çünkü herkesin bildiği
üzere Bdp den başka anadil diye tutturan, her şeyde anadil bahaneleriyle ortamı
geren ve bu konudan da nemalanlamak isteyen başka bir parti yada etnik gurup
yoktur.
Anadilde eğitimin önü açılarak şimdilik
özel okullarda ana dilde eğitime izin verilmekte, bu gün özel okullarda serbest
bırakılan ana dilde eğitim, daha sonra Devlet okullarında da serbest
bırakılmasının önü açılmaktadır. buda
Bdp ve Pkk’nın isteğidir.
Yine Bdp ve Pkk’nın isteği olan, Kürtçe
de bulunan fakat alfabemizde bulunmayan X, Q ve W harflerinin de alfabemize
eklenerek talepleri bu şekilde karşılanması hedeflenmiştir.
Uzun zamandır Bdp ve Pkk’nın Köy, İlçe,
İl isimlerinin değiştirilmesi ile ilgili istekleri de bu pakette yer alarak
serbest bırakılacağı yönündeki düzenlemelerin en kısa zamanda yapılacağı
belirtilmiştir.
Tamamen İmralı ve kandilin
isteklerini resmi yoldan talep eden Bdp’nin istek ve söylemleri bu pakette
karşılanmış. Bu paket sadece İmralı ve kandil ile müzakereler sonucunda verilen
sözler neticesinde çıkarılmış. Pkk’nın çekilmeyi durdurduk, çıkacak yasaları
bekliyoruz gibi şantaj söylemlerine karşı verilen taviz ve sözlere karşı
çıkarılmış bir pakettir. Dağlarda bir fare gibi yaşayan terörist başları
yöneticileri her gün başka bir tehdit yada aba altından sopa göstermelerine
hükümet olarak çıkın bir açıklama yapın, siz kimsiniz ne diyorsunuz
deyin. Chp ve Mhp bir
açıklama yapsa anında çıkıp pkk ya söyleyemediğiniz kaba, hakaret içeren,
özellikle Hüseyin Çelik’in küçük düşürücü açıklamaları yapıyorsunuz. Nedir bu
dağdakilerden korkunuz. Çıkıp kükreyin, siz koskoca Türkiye Cumhuriyetini
temsil ediyorsunuz.
Açıklanan bu Demokratikleşme paketinde
ayrıca, Kamuda başörtüsünün serbest bırakılması, kişisel verilerin korunması,
ülkemizde yaşayan ve sayıları toplam 25 bin civarında olan Süryani
vatandaşlarımızın ibadethanesi olan “Mor Gabriel manastırı” arazisinin manastır
vakfına iade edilmesi. Ne işe yarayacağı belli dahi olmayan Roman Dil ve Kültür Enstitüsü
kurulması.
Nevşehir Üniversitesinin isminin Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirilmesi de Alevi vatandaşlarımızı adeta
kandırırcasına tepkisini almaya yönelik olup, hiçbir amacı neye yaradığı dahi
belli olmayan, öylesine hiçbir neticeye ve amaca hizmet etmeyen bu
düzenlemelerin asıl amacıda Pkk ve Bdp’nin taleplerini karşılamak için
çıkarılmış paket’e gelecek olan tepkileri karşılamak, hafifletmek için pakete
dahil edilmiştir.
Bu pakete her kesimden, Akp’ye oy vermiş
vatandaşlardan da tepkilerin çığ gibi arttığı, protesto eylemlerinin her yerde
yapıldığı halde büyük bir pişkinlikle halk tarafından paketin kabul gördüğünü
söylemekteler ve yüzsüzlüğün bu kadarına
pes doğrusu dedirtecek cinsten açıklamalarda bulunmaktadırlar. Bu paket sadece Akp
ve Bdp tarafından desteklenmektedir. Bdp bazı açıklamalarında paketin içi boş
gibi söylemlerde bulunsada bu söylem ve konuşmaların sadece kayıkçı kavgası,
danışıklı dövüştün ibaret olduğu açıktır.
Bu tür tavizkar ve tehditlere boyun
eğercesine çıkan paketin yeterli olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, tarafından yapılan
açıklamalarda “bu paket ne ilk nede son olacaktır” denmekte ve bu oslo,kandil,İmralı
üçgeni görüşmelerinde ne görüşüldüyse
hangi konularda anlaşıldıysa, ne sözler verildiyse yavaş yavaş, fazla tepki
çekmeden çıkaracakları ima ederek sanki kandil’e ve imralı’ya mesajlar veriyor
gibiydi.
Halktan gelen yoğun tepki
üzerine hemen kolları sıvayan hükümet 15 ay olan Askerliği 12 aya düşürmek için
çalışmaları başlatmış en kısa sürede askerliğin düşürülüp, bayrama erken
terhislerin başlayacağını açıklamıştır. Hem pakete karşı gelen tepkileri
azaltmaya yönelik, hemde yaklaşan yerel seçimlere yatırım olarak bir hamle
yapmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder